ÖZÜ: İşçinin SSK Primlerinin Gerçek Ücretten Yatırılmaması ve Fazla Çalışma Ücretlerinin Ödenmemesinin İşçiye Haklı Fesih İmkanı Verdiği ve bu halde Kıdem Tazminatının Kabulü ile işçilik haklarına hükmedilmesi gerektiği hakkında …Faydalı olması dileklerimle… Antalya Barosundan Av.Mehmet KAYA-1264
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/13886
K. 2012/19879
T. 7.6.2012
• İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( İşçinin SSK. Primlerinin Gerçek Ücretten Yatırılmaması ve Fazla Çalışma Ücretlerinin Ödenmemesi - İşçiye Haklı Fesih İmkanı Verdiği/Kıdem Tazminatının Kabulü Yerine Normal Ücretlerinin Ödendiği Gerekçesi İle Reddinin Hatalı Olduğu )
• İŞÇİNİN HAKLI FESHİ ( SSK. Primlerinin Gerçek Ücretten Yatırılmaması ve Fazla Çalışma Ücretlerinin Ödenmemesi - Kıdem Tazminatı Talebinin Kabulü Gerektiği )
• FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİNİN ÖDENMEMESİ ( İşçiye İş Akdini Haklı Nedenle Fesih İmkanı Verdiği - Kıdem Tazminatının Kabulü Yerine Normal Ücretlerinin Ödendiği Gerekçesi İle Reddine Karar Verilemeyeceği )
• SİGORTA PRİMLERİNİN ÖDENMEMESİ ( İşçiye İş Akdini Haklı Nedenle Fesih İmkanı Verdiği - Kıdem Tazminatı Talebinin Kabulü Gerektiği )
• KIDEM TAZMİNATI ( İşçinin SSK. Primlerinin Gerçek Ücretten Yatırılmaması ve Fazla Çalışma Ücretlerinin Ödenmemesi - İşçiye Haklı Fesih İmkanı Verdiği Kabulü Gerektiği )
4857/m. 24, 32, 41
1475/m. 14
ÖZET : İşçinin SSK. primlerinin gerçek ücretten yatırılmaması ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesinin işçiye iş akdini haklı nedenle fesih imkanı verdiği tartışmasızdır. Davacı da buna dayanarak iş aktini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatının kabulü yerine, normal ücretlerinin ödendiği gerekçesi ile reddi hatalıdır.
DAVA VE KARAR :
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir. Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür. 1475 sayılı Yasa döneminde, işçinin toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır. Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemesi bu konuda önemsizdir. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmesi ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir ( Yargıtay 9.HD. 18.1.2010 gün, 2008/14546 E, 2010/193 K. ).4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin ( II ) numaralı bendinin ( e ) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır ( Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün 2007/22062 E, 2008/16398 K. ). İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenmemesinin sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Yasanın 33 üncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz. Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de ( erzak ve kömür yardımı gibi ) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin "haklı fesih" imkânının bulunduğu kabul edilmelidir. İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır ( Yargıtay 9. HD. 18.1.2010 gün, 2009/24286 E, 2010/74 K. ). Somut olayda; Davacı hizmet akdini Trabzon 4. Noterliğinden gönderdiği 10.10.2007 tarihli ihtarnamesi ile ihtarnamede belirtiği diğer sebeplerin yanı sıra "fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve SSK. Primlerinin asgari ücretten yatırılması" sebepleri ile haklı olarak feshettiğini bildirmiştir. Yapılan yargılama sonunda davacının ücretinin 1.325,82 TL.olmasına rağmen SSK. primlerinin asgari ücret üzerinden yatırıldığı ve davacının fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği anlaşılmıştır. İşçinin SSK. primlerinin gerçek ücretten yatırılmaması ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesinin işçiye iş akdini haklı nedenle fesih imkanı verdiği tartışmasızdır. Davacı da buna dayanarak iş aktini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatının kabulü yerine, normal ücretlerinin ödendiği gerekçesi ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.